Gençlik Eğitim Fonu’ Çocuklara Fırsatlar Sunmaya Hazır!
Gençlik Eğitim Fonu (Jeugd Educatif Fonds) ve Hollanda – Türk Ticaret Derneği(HTTD) tarafından ortaklaşa ilham verici bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi.
Söz konusu toplantıda, yoksulluğun gençlik üzerindeki etkilerinin yanı sıra tüm çocuklara adil fırsatlar yaratmada eğitim, sosyal kuruluşlar ve iş dünyasının rolü de ele alındı ve fonun çocuklara fırsatlar sunmaya her zaman hazır olduğu anlatıldı.
Hollanda – Türk Ticaret Derneği Başkanı Ethem Emre; farklı ve toplumumuzu yakından ilgilendiren önemli sorunlarından biri olan yoksullukla ilgili konuyu, kurum ve ilgili muhataplarıyla masaya yatırdı, gündeme taşıdı.
HTTD Toplantı salonunda gerçekleşen toplantıda, 10 yıldır ülkesel alanda ailelerin yoksulluk sarmalını kırmayı, tüm çocukların tam potansiyellerine ulaşabilecekleri bir dünya için çalışan Gençlik Eğitim Fonu(Jeugd Educatif Fonds) yetkilileri ile ilkokul yöneticilerini ve girişimcileri konuyu ele almak adına bir araya getiren İş insanı Ethem Emre, özellikle iş insanlarımızın daha fazla inisiyatif alması, ellilerini taşın altına sokmasının önemini dile getirdi.
Toplantıya, Rotterdam Belediye Başkan eski yardımcısı Enes Yiğit, Eğitimci Yusuf Altıntaş, Ali Kemal Kadı, Siyasetçi-Girişimci Oktay Ünlü, pek çok iş insanı ve yönetici katıldı.
Hollanda’da giderek daha fazla okul, çocuklar arasındaki fırsat eşitsizliğini azaltmak için Gençlik Eğitim Fonu’na başvuruyor. Toplantıda, yoksulluğun gençler üzerindeki etkisi ve eğitimin, sosyal örgütlerin ve iş dünyasının tüm çocuklar için adil fırsatlar oluşturmasının rolü toplantının gündemiydi.
Katılımcılar, çocukların gelişimi için neyin gerekli olduğu ve fırsatları kaçıran çocuklarda yoksulluğun oynadığı rol hakkında konuştular. Türk-Hollanda toplumundan ilgili taraflar bu sohbete katkıda bulundu; şirketlerin ve bireylerin Jeugdeducatiefonds’un misyonunu desteklemelerinin somut yolları tartışıldı.
Toplantının moderatörlüğünü yapan Ethem Emre ilk sözü Enes Yiğit’e verdi. Yiğit, encümen azası görevi süresince bu konuda yaptıklarını ve toplumda gözlemlediklerini katılımcılarla paylaştı. Çocukların yoksulluk içinde büyüdüğünü bundan dolayı her alanda diğer çocuklardan geri kaldığına dikkat çeken Yiğit, Delfshaven bölgesinde bu oranın yüzde 70’lere dayandığını belirtti. Yoksulluğun pek çok sebebi olduğunu ancak bunun en aza indirilmesi için bu gibi oluşumların olması ve desteklenmesi gerektiğine vurgu yapan Yiğit, hükümetlerin kalıcı önlemlerle bu sorunu çözmesi gerektiğini ifade etti.
Gençlik Eğitim Fonu yetkililerinden Mark Schunselaar, 10 yıl önce çocukları yoksulluk sarmalından kurtarmak amacıyla kurulan Jeugd Educatif Fonds’un, ülkesel alanda hizmet verdiğini, yıllık 10 bin civarında müracaat aldığına dikkat çekerek, 1800 okula bu manada yardım götürdüklerini belirtti.
Hükümetin ve belediyelerin kısmi desteğinin yanı sıra kişi, kurum ve girişimcilerin desteği ile bir bütçe oluşturulduğunu ifade eden Schunselaar, ihtiyaç sahibi çocuklara ve ailelere bu bütçeden pay ayrıldığını söyledi.
Pek çok ailenin imkânsızlık, yoksulluk içerisinde yaşadığı hâlde bu durumunu gizlediğine dikkat çeken Schunselaar, bu durumun gizlenilecek bir tarafı olmadığını belirtti ve ihtiyaç sahiplerine kendilerine ulaşmaları için çağrıda bulundu.
Okulların bu konuda vereceği bilgi ve garantörlüğün kurum için yeterli olduğunu vurgulayan Schunselaar, desteğin şimdilik ilkokullardan başladığını ve ileriki zamanlarda daha geniş bir alana yayılacağının müjdesini verdi.
Sadece eğitim ihtiyacı değil ailenin diğer temel ihtiyaçları için de bütçe oluşturulduğunu dile getiren Schunselaar, bu önemli kurumun daha güzel hizmetler verebilmesi için desteğe ihtiyacı olduğunu belirtti.
Kurum, kuruluş, kişi ve girişimcilerin yapacakları katkıların vergiden düşüneceğine işaret eden Schunselaar, yanı başımızda toplumu tehdit eden bu sorunun çözümüne dönük birlikte hareket etmenin gereğine dikkat çekti.
Ethem Emre: “Müslüman çocukların, gençlerin, yaşlıların sorunlarını çözecek ortak bir yapı oluşturalım”
Toplumsal sorunlara olan duyarlılığı ile bilinen ve bu alanda pek çok girişim başlatan iş insanı Ethem Emre toplantı sonrası yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:
“Bugün misafir ettiğimiz kurumu ilk kez duyduk, gördük tanıdık. Ne kadar önemli bir hizmet yürüttüklerine hep birlikte şahitlik ettik. Hangi durumlarda bu kurumların yardım ettiklerini öğrendik. Yoksul ve ihtiyaç sahibi ailelere destek olan bir kurum Gençlik Eğitim Fonu. İlkokullarda eğitim gören çocukların eğitim giderlerini hatta ailenin temel ihtiyaçlarını bile karşılayan kurum tamamen anonim çalışıyor. Ailelerin bu konuda endişe duymasına ya da utanmasına gerek yok. Buradan iş adamlarımıza STK’larımıza da büyük görevler düşüyor. Hayır sadece İslam coğrafyalarına olmamalı. İçerisinde yaşadığımız ülkeye de borçluyuz, bu borcu ihtiyaç sahiplerini görerek, gözeterek ödemeliyiz. Bu fon bu manada desteklenmeli. Fonun desteklediği binlerce göçmen ve Müslüman aile var. Biz burada böyle bir ayrımı yapmadan bu fona belli bir bütçe ayırarak desteklemeliyiz. Devlet tarafından da desteklenen güvenilir bir kurum. Bağışlarınız vergiden düşürülüyor. Bu sadece benim işim olmamalı. Diğer STK temsilcileri ve işverenler de bu gibi oluşumlara sahip çıkmalı, desteklemeli hatta partner olarak birlikte iş yapmalılar. Ortak çalışılırsa hızlı yol alınır, daha iyi gelişir ve daha çok insana ulaşılır ve belki de yoksulluk ortadan kalkar; çocuklarımız eşit haklar elde eder, her alanda başarılı olurlar. Leger des Heils, Huminitas gibi kurumlar yine topluma büyük hizmetler veren kuruluşlar. Bizim İslami cemaatlerin de buna benzer yardım kuruluşları olmalı ve sadece Hollanda’daki ihtiyaç sahiplerini kollayıp gözetmeliler. Ortada çok büyük bir sorun var, bu sorunu çözecek bir kurumumuz yok. Hıristiyanlar, Yahudiler kendi inançlarına göre bu alanda çok büyük kurumlar oluşturmuşlar. Bizler de onları örnek alalım, bir araya gelip Müslüman çocukların, gençlerin, yaşlıların sorunlarını çözecek ortak bir yapı oluşturalım. Bizim nesil buna öncülük etmezse gelecek nesil bu gibi meselelere asla sahip çıkmaz. Biz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz ve her zaman olduğu gibi bu konuda duyarlı olan herkesi de birlikte çalışmaya davet ediyorum.”
Mark Schunselaar: “Devletin, belediyelerin desteklediği bir kurumuz”
Mark Schunselaar da toplantı sonrası yaptığı açıklamada şu bilgileri paylaştı:
“Biz bugün Ethem Emre’nin inisiyatifiyle güzel ve verimli bir gün geçirdik. Biz Gençlik Eğitim Fonu olarak katılımcılara kendimizi anlatma, tanıtma ve onları da tanıma fırsatı bulduk. Pek çok Türk çocuğu içerisinde bulunduğu bu durum nedeniyle kendisini iyi ifade edemiyor, eğitim hayatı düzgün gitmiyor ve toplumdan dışlanıyor. Bizler bu gibi yoksulluk içerisinde olanlara doğrudan ulaşmanın ve onları eşit bir şekilde topluma kazandırmanın uğraşı içerisindeyiz. Devletin, belediyelerin desteklediği bir kurumuz. Ancak kişi, kurum ve girişimcilerin de bu manada desteklerine açığız. 10 yıldır, ülkesel alanda 1800 okul ile işbirliği ile hizmet veriyoruz.”
Enes Yiğit: “İslami Gıda Bankası adlı kurum, her hafta 400 civarındaki aileye gıda yardımı yapıyor”
Rotterdam anakent belediye başkan eski yardımcısı Enes Yiğit toplantının önemine işaret etti ve görev süresince pek çok iç acıtan hadise ile karşılaştığını belirtti. Yiğit bu gibi oluşumların gerekliliğine vurgu yaparak şunlara dikkat çekti:
“Rotterdam’daki her 5 çocuktan biri açlık sınırında yaşıyor. Hollanda gibi bir ülkede bu nasıl yaşanır diye soruyorlar. Pek çok farklı sebebi de olsa maalesef yaşanıyor. Bunu her gün bir şekilde gözlemliyor, görüyoruz. Rotterdam’da İslami Gıda Bankası adlı bir kurum, her hafta 400 civarındaki aileye gıda yardımı yapıyor. Hepsinin farklı sebepleri de olsa bu bir gerçek. Bunu görmezden gelemeyiz. Kişinin kumara alışkanlığı var, gelen aylığı bir saatte kumara yatırıyor, aile bir ay boyunca mağdur bir durumda yaşamak zorunda kalıyor. Ethem abi sağ olsun bugün bu yardım kuruluşlarından sadece biriyle bizi tanıştırdı. Bu fon her okula inanılmaz derecede bir bütçe sağlıyor. Okullar çocukların, ailelerin hangi durumda olduğunu çok iyi bildiği için bu bütçenin dağılımı okullara bırakılıyor. Ve verdiği bütçenin de ihtiyaç sahibi olan çocuklara, ailelere harcanmasını istiyor. Bu ihtiyaç bazen bir uçak bileti, bazen buzdolabı, bazen cenaze veya eğitim masrafı olabilir. Bizim de toplum olarak bu gibi kurumlara desteğimiz olmalı. En azından tanıtmamız lazım. Bu topluma Ethem Emre abi gibi insanlar lazım. Allah o gibilerin sayısını çoğaltsın. Bu tür toplumsal duyarlılığı olan insan sayısı çok az.”
Oktay Ünlü: “Rotterdam’da açlık sınırında yaşayan binlerce insan var”
Uzun yıllar belediye meclis üyesi olarak görev yapan ve bu konulara olan duyarlılığı ile bilinen Oktay Ünlü de toplantı sonrası yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:
“Rotterdam’da sayısı 100 binlere ulaşan açlık sınırında yaşayan insan var. Bunların yarısından fazlasını yabancılar oluşturuyor. Bu yüzde 60’ın yarısından fazlası Müslümanlarda oluşuyor. Her birinin en az iki çocuğu var. Gıda bankalarını artık marketlere çeviriyorlar. Neden derseniz, çok büyük bir ihtiyaç var. Oğlumun görev yaptığı okulun da yüzde doksanı yabancı. Okula azık getiremeyenler, spor giysisi, ayakkabısı olmadığı için jimnastik dersine girmeyenler var. Bu gerçeği anlatmama rağmen hâlâ göremeyen ve inkâr edenler var. “Bizim toplumumuzda böyle şey olmaz” diyorlar. Kardeşim senin sokağın temiz olabilir amma iki sokak arkan çöpten geçilmez. JEF ülkesel bir kuruluş. Bunu ve yaptıklarını göremezsek, iyice değerlendiremezsek daha pek çok yoksul ve dar gelirli ailenin gözümüzün önünde yıkımını seyrederiz. Yoksulluk sadece gelirle ilgili bir şey değil. Eşler boşanmış, kadın iki çocuğu ile baş başa kalmış. İş yok, sosyal geliri ile hayatını sürdürecek. Her şeyin pahalı olduğu bir dönemde bu gibi insanların içerisine düştükleri fakirliğe gözümüzü kapatamayız. İhtiyaç var ki devlet de bu fonu destekliyor. Dünyanın en zengin en gelişmiş ülkelerinden birinde yaşıyoruz ancak devletin yürüttüğü ekonomi ile halkın yürütmeye çalıştığı ekonomi arasında büyük fark var. Her alanda ciddi sorunlarımız var. Crooswijk bölgesi en geri kalmış, yoksul semtlerden biri. Buranın yüzde 80’ini yabancılar oluşturuyor. Diğer bölgeler de buradan farklı değil. 500 tane camimiz var, binlerce girişimcimiz, onlarca STK’mız var. Her biri elini taşın altın koymalı, bu gibi kurumlara sahip çıkmalı ya da benzer oluşumlar kurmalı ve sorunlara çözüm bulmalılar. En azından bu oluşumu yöneticiler, imamlar desteklemek amacıyla topluma duyurmalılar.”
Yusuf Altuntaş: “Biz vefalı, fedakâr, yardımsever bir toplumuz”
İslamitisch Onderwijs Noord-Holland (SIO N-H) Müdürü Yusuf Altuntaş, toplumumuzun bu gibi oluşumlara sahip çıkması gerektiğini belirtti ve şunlara dikkat çekti:
“Bugün çok önemli bir kurum ile bir istişare ve tanıtım toplantısı yaptık. Biz bu ülkede artık kalıcıyız. Bundan dolayı da yönümüzü buraya çevirip buranın sorunlarıyla hemhal olmalı, o sorunlara kalıcı çözüm üretmeliyiz. Bu kurumun yardım götürdüğü insanların yarısından çoğu bizim insanımız. Yani dar gelirli ailelerin bir çoğu bizim etrafımızdaki insanlar. Bunların hem maddî hem de manevî yardıma ihtiyaçları var. Türk STK’ların bu kurumla ilişkisini geliştirmelerini isterim. Onların doğrudan bu gibi yardımları yapacak bir organzesi olmayabilir ama bu kurum ile ortaklaşa çok güzel hizmetler sunulabilir. Kurum müdürü Hans Spekman, Türkleri seven, çok düzgün biri. Bu meseleyi kendisine dert ve dava edinmiş biri. Yoksulluğun insanlar arasında meydana getirdiği eşitsizliği, haksızlığı gördüğü için var gücüyle bu sorunu ortadan kaldırmanın uğraşı içerisinde hareket ediyor. Herhangi bir yerden yardım almaya kalksanız pek çok engelle karşılaşırsınız. Ancak bu fona okul aracılığı ile yapılan müracaatlar doğrudan kabul ediliyor. Bu kuruma gidip, “şu ailenin sigorta parası ödenmemiş” diye başvuruda bulunuyorsun, hiçbir kritere bakmaksızın okulun verdiği onay ile yardım doğrudan ihtiyaç sahibine yapılıyor. Fon kısa süre içerisinde kuruldu ve çok büyüdü. Güvenilir bir kurum imajı verdiği için herkes tarafından maddi anlamda destekleniyor. Tek eksiğimiz Türk ve İslami cemaatlerin bu kurumu tanımaması ve yardımcı olmaması. Oysa bu kurumdan en çok Türk ve Müslüman ailelere yardım gidiyor. Biraz önce cenaze için para bulamayan aile Türk ailesinden bahsedildi. O aileyi o mağdur hâlden kurtaran da bu kurum. Nerede bizim cenaze firmalarımız? Biz vefalı, fedakâr, yardımsever bir toplumuz. Ben sadece kurumun tanınmamasından kaynaklı bir sorun olduğunu düşünüyorum. Bu kurumun, yine bizim insanlarımız tarafından desteklenip, daha çok güçleneceğine inanıyorum”
